Türk sanayisinin en önemli sorunlarından birisidir “Beyin Göçü”… Genç dehalarımızın kimi üniversite öncesi, kimisi de üniversite sonrası yükseköğrenim için yurtdışındaki okulları tercih ederek ülkemizden uzaklaşıyorlar. Başarılı olanların neredeyse tamamına yakını tekrardan Türkiye’ye dönmüyor ve eğitim aldıkları ülkede kalmayı tercih ediyorlar. Türkiye’nin kanayan yarasıdır bu… İşin daha acı tarafı ise devlet büyüklerinin bu konuda herhangi bir önlem almayışıdır...
Gerd Wolf Makina Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Sunman da yıllar önce eğitim için yurtdışına giden dehalarımızdan birisi… 1979 yılında Üniversite eğitimi için Almanya’ya gittikten sonra 2 yıl boyunca dil eğitimi almış ve akabinde Duisburg Üniversitesi’nde Metalürji Bölümü’ne kaydolmuş. Sonrasında hem Makina Mühendisliği eğitimi almış hem de Kaynak Mühendisliği eğitimi… Birbiriyle ilintili olmak kaydıyla 3 farklı alanda uzmanlaşmış. Bekir Sunman’ı farklı kılan yönü ise ülkesini unutmamış olması ve doğup büyüdüğü topraklara karşı olan aidiyet duygusunu yitirmemesidir… Kendisi bugün hem Almanya’da hem de Türkiye’de adından söz ettiren bir sanayici, başarılı bir mühendis… Gerd Wolff Maschinenfabrik Gmbh. olarak Almanya’da ve Gerd Wolff Makina olarak Türkiye’de üretim tesisleri bulunan firma Komple Quatro Soğuk Haddeleme Tesisleri, Komple Asitleme Tesisleri, Komple Elektro Galvaniz Tesisleri, Komple Dilme ve Boy Kesme tesisleri alanında sanayicilere hizmet veriyor.
Gerd Wolff Makina’nın üretimini gerçekleştirmiş olduğu makinaları Almanya, çeşitli Avrupa ülkeleri ve Brezilya’ da görebilirsiniz.
Gerd Wolff Makina Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Sunman’ı Düzce’deki fabrikalarında ziyaret ederek yapmış oldukları çalışmaları, proje ve hedefleri ile ilgili bir söyleşi gerçekleştirdik. Edinmiş olduğumuz bilgileri sizlerle paylaşıyoruz.
Almanya’da eğitim – öğretim sürecinizi tamamladıktan sonra neler yaptınız? Profesyonel iş hayatı ile nasıl tanıştınız?
Profesyonel iş hayatıma, otomotiv sektöründe faaliyet gösteren özel bir işletme ile başladım ve ilerleyen dönemde alüminyum sektöründe faaliyet gösteren farklı bir işletmede devam ettim. 10 yılı aşkın bir süre Alüminyum sektöründe faaliyet gösterdikten sonra 1998 yılında Alman ortağım Klaus Konrad ile birlikte 1954 yılında kurulmuş olan GERD WOLFF MASCHINENFABRİK firmasını satın alarak demir çelik sektörüne geçiş yaptım.
Gerd Wolff Maschinenfabrik ve Gerd Wolff Makina’nın faaliyetlerinden bahseder misiniz?
Gerd Wolff Maschinenfabrik demir çelik sanayisine fason işçilik yapmasının yanı sıra Soğuk Haddehane, Boy Kesme ve Dilme yapan bir firma idi. Boy kesme ve Dilme teknolojileri konusunda çok önemli bilgi birikimine sahip olan firmamızın gelişimini hızlandırmak, günümüz teknolojisine daha hızlı ayak uydurabilmek amacı ile 2002 yılında Bolender Maschinenkonstruktion GmbH firmasını bünyemize kattık. 2006 yılında Türkiye’de Düzce’nin Gümüşova ilçesinde firmamızın Türkiye ayağı olan Gerd Wolff Makina’nın kurulumunu gerçekleştirdik.
Gerd Wolff Makina’yı ilk yıllarda Almanya’da yapılan üretimimizi destekleyecek şekilde konumlandırdık. Aradan geçen zamanda kazanılan tecrübe ve bilgi birikimlerimiz ile Türkiye’de Dilme, Boy Kesme, Asitleme ve Soğuk Hadde Tesislerinin üretimini yapabilen bir kuruluş haline getirdik. Almanya’da elde ettiğimiz proje ve üretim bilgilerimizi Gerd Wolff Makina’ya transfer ederek Türkiye’de demir çelik sektörüne hizmet verebilecek, Avrupa standartlarında ve kalitesinde tesislerin üretimini gerçekleştirmeyi başardık. Bu bağlamda ilk olarak Gerd Wolff BKM ve Gerd Wolff Makina olarak 2006 yılında Gebze’de faaliyet göstermekte olan Cihan Maden Metal Sanayi A.Ş. firmasına Asitleme Hattı kurduk. Devam eden süreçte 2012 ve 2013 yılında Konya’da faaliyet göstermekte olan Bayık Demir firmasına Rulo Boy Kesme ve Dilme Hattı ile birlikte Dilme Paketleme Tesisi kurduk. 2013 yılında Gebze de faaliyet göstermekte olan ArcelorMittal RZK Çelik Servis Merkezi’ne 16 ~42 mm kalınlıkları arasında 2500 mm genişliğe kadar malzeme işleyebilen Coilbox Açma & Levha Doğrultma Hattı’nın kurulumunu gerçekleştirdik.
Özellikle Soğuk Hadde Tesisi konusunda çok iddialı olduğunuzu ve bu alanda çok kaliteli işler yaptığınızı biliyoruz. Bize bu çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Soğuk Hadde Tesisi üretimi ve kurulumu apayrı uzmanlık gerektiren bir alandır. Üretimini gerçekleştirdiğimiz özel soğuk hadde tesisleri 55Cr3, 20MnCr5, 16MnCr5, XC12 gibi yüksek alaşımlı çeliklerin haddelenmesi işinde tercih edilmektedir.
Üretimini yaptığımız hadde tesislerimizin en büyük özelliği haddeleme işlemini ve bu esnada ihtiyaç duyulan soğutma işleminin Özel hadde yağı ile yapılmasıdır. Bu yağın kullanılması haddeleme işleminde malzemenin akışkanlığını artırmakta ve yüksek yüzey kalitesinin yakalanmasını sağlamaktadır.
Kullanılan yağın %98 oranında geri dönerek tekrardan haddeleme işleminde kullanılması üretimini yaptığımız tesislerimizi ek bir özelliğidir. Üretimini yaptığımız yüksek alaşımlı çelikler için soğuk hadde tesislerimiz;
Malzeme Kalınlığı : 12mm’ ye kadar
Genişlik : Max. 1000 mm
Hat Hızı : Max. 600 m/dk’ ye kadar
Max. Rulo
Ağırlığı : 30 ton Kapasitesine sahiptir.
Bunların dışında yapmış olduğunuz üretimlerden bahseder misiniz?
Rulo sac dilme, Boy Kesme, Soğuk Hadde Tesisi, Asitleme Hattına ek olarak Elektro Galvaniz tesisleri kuruyoruz. Soğuk ve sıcak hadde tesislerinde ihtiyaç duyulan yedek parça imalatları, kaplin, dişli çark ve diğer güç aktarma ekipmanlarının üretimini gerçekleştiriyoruz. Tav fırınlarında kullanılan çeşitli dizaynlara sahip konvektörlerin imalatı konusunda uzmanlaşmış tecrübeli bir firmayız. Üretimini gerçekleştirmiş olduğumuz konvektörlerin büyük bölümünü yurt dışına ihraç etmekteyiz. Tesis modernizasyonu konusunda çok ileri düzeyde olduğumuzu da eklemek istiyorum. Demir çelik ve Alüminyum başta olmak üzere sanayi tesislerinin modernizasyonunda Avrupa standartlarının üstünde çözümler üretiyoruz.
Oldukça önemli bir noktaya değindiniz… Tesis revizyonu konusunu biraz daha açabilir misiniz? Türkiye’deki hatların durumu ve revizyon yaparken karşılaştığınız problemler konusunda neler söyleyebilirsiniz?
Tesis modernizasyonu konusunda Türkiye’de karşılaştığımız sorunların başında niteliksiz – menşei belli olmayan hatlar var. Kaliteli, Avrupa menşeli hatlar ne kadar eski olursa olsun modernizasyon konusunda problem yaşamıyoruz. Tezgahın teknolojisi eskimiş olsa da ana aksamlar hala çok sağlam olarak karşımıza çıkıyor. Fakat menşei belli olmayan, standart dışı tezgahlarda sorun daha büyük seviyelerde olabiliyor. Bu tip tezgahların modernizasyonu için daha farklı çalışmalar yapmak gerekebiliyor.
Türkiye’deki sanayiciler özellikle Dilme – Boy Kesme hattı alırken nelere dikkat etmeliler? Bu konuda onlara neler söylemek istersiniz?
Bu hassas bir konu ve bu konu ile ilgili olarak gerek yurt dışında gerek yurt içinde edinmiş olduğumuz bilgi ve tecrübelerimizi müşterilerimiz ile paylaşıyoruz. Bu alanda sanayicilerimiz iki farklı konuda zaman zaman yanılgıya düşüyorlar. Birincisi; sadece markaya bakarak tesis alma yanlışlığı. Evet marka önemlidir fakat ürünün klasmanı da önemlidir. Sanayicilerimiz satın aldıkları tesislerin bütün detaylarını inceleyerek gerçekten isteklerini, karşılayabilecek olan ürünlerin tedarikini gerçekleştirmelidir. İkinci olarak niteliği düşük, markası sadece Türkiye’de bilinen yerel ürünler ve yine niteliği düşük, menşei belli olmayan Uzakdoğu ürünleri…
Burada önemli bir noktaya değinmek istiyorum: “Önemli olan satınalma maliyeti değil, toplam maliyettir” Tesis satın alırken ucuza aldığınız zaman, kar etmiş olmazsınız. Bu tesis üretime başladıktan sonra ödeyeceğiniz servis bedelleri, arızalardan kaynaklanan üretim kayıpları, fireler ve niteliksiz kesimden dolayı kaybedeceğiniz üst klasman müşterileri hesaba kattığınızda gerçek maliyetiniz ortaya çıkacaktır. Toplam maliyetten kastettiğim budur. Dolayısıyla sanayicilerimiz bu hususu gözden kaçırmamalıdır.
Çelik Servis Merkezlerinde kaliteli hatlar kullanmak başka ne gibi avantajlar sağlar?
Her şeyden evvel kendinizi Çelik Servis Merkezi (ÇSM) olarak tanımlıyorsanız, üretim hattınızdan kullandığınız saca, sevkiyatınızdan satış sonrası hizmete kadar her şeyinizin kaliteli olması gerekiyor. Hele bir de amacınız otomotiv sanayine ve beyaz eşya sanayine hizmet vermekse, her şeyin en kalitelisini kullanmak durumundasınız. Çünkü hem otomotiv sanayi hem de beyaz eşya sanayi ihracat odaklı çalışmaktadır. İhracı yapılacak ürünlerin kaliteli olması için malzemenin de kaliteli olması gerekir. Sacınız iyi olsa bile düzgün boy kesme ve dilme yapamazsanız bu sektöre yönelik çalışmanız uzun süreli olmayacaktır.
Hâlihazırda dünyanın hangi ülkelerinde hatlarınız çalışıyor? Ayrıca proje ve imalat aşamasında olan, teslimatı bekleyen ne tür işleriniz var?
Dünyanın birçok ülkesinde Demir Çelik, Otomotiv, Makina, Elektrik, Beyaz Eşya, Havacılık, Savunma Sanayi gibi sektörlere hizmet veriyoruz. Bu tarz sektörlere hitap eden haddehaneler kurup, tezgahlar üretiyoruz. Bu tesislere yedek parça yapıyoruz, eski tesisleri anahtar teslim modernize ediyoruz. Kurduğumuz tesislerin yüzde 90’ında kaliteli çelikler işleniyor. Başta Almanya ve Avrupa ülkeleri ile birlikte Brezilya’da çalışan tesislerimiz yer almaktadır. Şuanda üretimi devam eden Avusturya’da Alüminyum sektöründe faaliyet gösteren AMAG firmasına Alüminyum Yıkama – Temizleme ve Yağlama Hattı, Almanya Hagen’de BANDSTAHL SCHULTE firmasına soğuk hadde ve Türkiye’de ATAKAŞ ÇELİK firmasına bir adet Soğuk Dilme ve bir adet Soğuk Boy Kesme tesisinin üretimiz gerçekleştiriyoruz.
Standart hatlardan ziyade anahtar teslim, proje bazlı ve uzun soluklu işler yapıyoruz. Yılda ortalama 3-4 tesisi tamamlayıp devreye alıyoruz.
Doğrudan sizin sektörünüzle ilgili değil ama hedef kitlenizle ilgili bir soru sormak istiyorum: Türkiye’deki çelik üreticilerinin ÇSM kurması ve son kullanıcıya hitap etmesi hakkında neler düşünüyorsunuz?
Geçmiş yıllarda Avrupa’daki çelik üreticileri de son kullanıcıya hitap edebilmek için kendi çelik servis merkezlerini kurarak bütün işi kendi bünyelerinde çözmeyi denediler. Uzun vadede bu işin kontrolünün zorluğu ve maliyetlerin istedikleri seviyelerde olmamasından ötürü, bu uygulamadan vazgeçerek kendi ana işleri olan çelik üretimine yoğunluk verdiler ve alanlarında uzmanlaşmayı tercih ettiler. Bu durumdan dolayı, üretimi yapılan malzemenin son kullanıcıya sunulmasını sağlayacak Çelik Servis Merkezlerine ihtiyaç duyulmaya başlandı. Bu çerçevede ÇSM’ler kurularak son kullanıcı ihtiyaçları karşılanır hale geldi. Ülkemiz, bu konuda şuanda Avrupa ile farklı bir görünüme sahip durumda... Bizler ürettiğimiz çeliği aynı zamanda son kullanıcıya ulaştırmak için çaba sarf ediyoruz. Türkiye’de faaliyet gösteren çelik üretimi yapan firmaların Avrupa’daki üretim ve imalat tarzını benimsemelerini bekliyoruz ve zamanla bu değişimin olacağına inanıyoruz.
Peki diğer Avrupa ülkelerinde durum nedir?
Tüm Avrupa ülkelerinde durum böyle... Bu sistemi Türkiye’deki gibi denemeye çalıştılar fakat olmayınca sistemi komple değiştirdiler. Dolayısıyla Avrupalı üreticiler ÇSM sektörünün dışında kalıyor diyebilirim.
Türk sanayisinin genel durumu ve geleceği hakkındaki görüşleriniz neler?
Türkiye’de son dönemlerde yaşanan seçimlerden sonra istikrarın sağlanması Türkiye’yi cazip hale getirdi. Ben Avrupalı gözüyle bakıyorum. Yatırımcı istikrar istiyor, istikrar olan yere iş yapmak istiyor. “Bir ülkede siyasi istikrar varsa biz bu ülkeye yatırım yapabiliriz” diyorlar. Neticesinde bir ülkedeki siyasi istikrar o ülkenin kaderini de etkiliyor. Dolayısıyla tüm bu şartlar altında yorumlayacak olursak; Türk sanayisi iyi yerlere gidecektir diye düşünüyorum. Bir de bizler ülke olarak jeopolitik açıdan çok şanslıyız. Tüm komşularımız ve Avrupa bize muhtaç durumda…
Ülke olarak öyle bir konumdayız ki Avrupa Türkiye’den çekinir durumda. Ben yurtdışındaki fuarlar sıkça katılıyorum. Orada gözlemlediğim kadarıyla yurtdışı fuarlarına yoğun olarak katılan birinci ülke Türkiye’dir. Bunlar ülkemiz için çok önemli. Türkiye’nin önü açık… Avrupa ülkelerinin, Türki- ye’nin teknolojisine ve ekonomisine ihtiyaçları var.
Dergimiz aracılığıyla okuyucularımıza iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Türkiye’deki sanayicilerimize buradan seslenmek istiyorum; İhracat yapmak istiyorsanız, özellikle Avrupa ülkelerine çalışmak istiyorsanız; teknolojiden ve yüksek kaliteli tesislere yatırım yapmaktan vazgeçmemeniz gerekir. Avrupa’da kurulmuş olan demir çelik sanayinde çalışan tesisler eskimekte yüksek yatırım maliyetleri nedeni ile yeni yatırımlar yapılmamaktadır.
Demir Çelik sektöründe gelişmekte olan ülkemizde sanayicilerimizin tesis seçimleri yaparken teknoloji ve kaliteden ödün vermelerini tavsiye ederim. Bu sayede kaliteli, Avrupa standartlarında üretim yapabilir ve gelecek on yıl içerisinde Avrupa’da ortaya çıkacak olan demir çelik sanayisindeki pazara ortak olabiliriz. Bu pazara ortak olmak istiyorsak, bugün yapacağımız bu yatırımların Avrupa standartlarına uygun, hatta üzerinde olması gerekmektedir.
BU RÖPORTAJI E-DERGİ FORMATINDA GÖRÜNTÜLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Kalıp Store. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.