Yılda yaklaşık 20 bin ton makina üretebiliyoruz
CVS Satış ve Pazarlama Sorumlusu Serkan Özdemir ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.

CVS Satış ve Pazarlama Sorumlusu Serkan Özdemir ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
CVS yılda yaklaşık 20 bin ton makina üretebiliyor. 10 tane anahtar teslim projeyi yürütecek donanıma sahip olan firma yurtdışındaki yapmış olduğu yatırımlar ile adından sıkça söz ettiriyor. “CVS’nin devlet destekli Ar-Ge departmanı var. 70’e yakın mühendis çalışıyor. CVS’nin genel olarak kadrosu mühendis ağırlıklıdır, bu sayede yüksek bir bilgi birikimine sahibiz” şeklinde konuşan CVS Satış ve Pazarlama Sorumlusu Serkan Özdemir ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
Demir çelik sanayisine sunduğunuz hizmetler hakkında bilgi alabilir miyiz?
Demir çelik fabrikaları kuruyoruz. Mühendislikten otomasyona a’dan z’ye anahtar teslim fabrika kurulumu yapıyoruz. CVS, demir çelik sektörü teknolojisi üretimi konusunda Türkiye’de tek firma. Dünyadaki rakiplerimizle mücadele halindeyiz. Daha çok yurt dışına iş yapıyoruz. Projelerimizin yüzde 85’i yurt dışında hayata geçiriliyor, yurt içinde fazla yatırım olmuyor. Dünya genelinde ofislerimiz ve temsilciliklerimiz var. Türkiye’deki üretimin büyük bir kısmı CVS’nin makinalarıyla gerçekleşiyor. Türkiye’nin yıllık üretiminin yarısından fazlası CVS’nin ekipmanlarından geçiyor.
CVS’nin Türkiye’nin en büyük makine imalatçısı olduğu bilgisini veriyorsunuz. Sizi bu iddialı konuma ulaştıran özellikleriniz neler?
Öncelikle ağır sanayi makinalarını üreten çok fazla firma yok. Bunlar fabrikaya özel kompleks ekipmanlar olduğundan bu kabiliyet bize büyük avantaj sağlıyor. Bir de demir çelik yatırımları en ağır sanayi olduğundan yüksek bedelli proje yatırımları oluyor. Bir projenin makine ihracatı bile, sizi birçok rakibinizin önüne geçiriyor.
İç pazara değil de yüzde 85’e varan oranda dış pazara proje yapmanın sebepleri nelerdir?
Daha önce çalıştığımız firmaların bizleri yurt dışına yönlendirmesi sonucu oluştu bu tablo. Doğal bir süreç olarak gelişti, teknoloji elinizde olunca talep global düzeyde oluyor. Avrupalı firmalar için ihracat yapıyorduk önceleri, böyle büyüdük, böyle de devam ettik. Bir de Türkiye içerisinde çok fazla demir çelik yatırımı olmuyor. Bu da bizi dış pazarlara yönlendiriyor haliyle. Bu nedenle dünyanın her yerinde varız.
İmalat kapasiteniz hakkında bilgi alabilir miyiz?
Yılda yaklaşık 20 bin ton makina üretebiliyoruz. 10 tane anahtar teslim projeyi yürütecek donanıma sahibiz. Bu bahsettiğimiz projeler 18 aylık, 24 aylık projelerdir. Tabii sadece anahtar teslim proje yapmıyoruz. Küçük çaplı projelerimiz de oluyor. Mevcut fabrikanın içerisinde farklı teknolojiler uygulanması isteniyor, yenilenmeler yapıyoruz. Sadece teknolojik ekipmanı verdiğimiz müşterilerimiz de oluyor. Tüm bunlar gelen taleplerle düzenleniyor.
Hem sizin sunduğunuz hizmetler hem de kendi bünyenizdeki otomasyon ve yazılım sistemleri ile sağlanan enerji tasarrufu gibi reel faydalar nelerdir?
Bizim bünyemizde çalışan mühendisler ve yöneticiler, çelikhanelerin hem yatırım hem de bakım gruplarından gelen kişiler. Bu çalışanlarımız tecrübelerini Ar-Ge merkezimizdeki imkanlarla harmanlayarak sistemleri geliştiriyorlar. Örneğin elektrik ark ocağı çok fazla enerji tüketiyor. Bir ark ocağının tükettiği elektrik enerjisi, orta çaplı bir şehrin bir aylık enerji tüketimine eşit dersek, harcanan enerjinin büyüklüğünü tahayyül etmiş oluruz. Tabii bu büyüklükteki enerjinin çeliğe verimli aktarılması gerekiyor. Bununla ilgili yazılımları geliştirerek tüketilen enerjiyi düşürebiliyoruz ya da farklı teknolojiler uyguluyoruz. Ocaktan sıcak gazlar çıkıyor. Bu gazların enerjisini hurdaya geçirerek hurdayı ısıtıyoruz ve ocakta daha düşük enerji tüketilmesini sağlıyoruz. Tüm Ar-Ge çalışmaları temelde verimlilik üzerine geliştiriliyor. Hem sanayiye hem de ülke ekonomisine katkı sağlıyoruz. Bir ark ocağı bir şehir demek. Türkiye’de 25 ark ocağı var, bir günde 25 şehrin enerjisi gibi devasa bir tüketim oluşturuyor.
Demir çelik sanayisinde en büyük maliyet girdileri enerji ve hammadde üzerinden oluyor. CVS’nin bu iki alanda da çalışmaları bulunuyor. Bize bu projelerinizden bahseder misiniz?
CVS’nin devlet destekli Ar-Ge departmanı var. 70’e yakın mühendis çalışıyor. CVS’nin genel olarak kadrosu mühendis ağırlıklıdır, bu sayede yüksek bir bilgi birikimine sahibiz. Demir çelik üretilirken çok enerji harcanır. Ocaklardan çıkan sıcak gazlar soğutulup havaya bırakılıyor, yani bir kayıp oluşturuyor. Bunları geri dönüştüren sistemler var. Bu sistemlerle yüzde 25’e kadar enerji tasarrufu sağlıyoruz. Bu, çok büyük bir oran.
Yurtdışı faaliyetleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?
Yurt dışına ilk anahtar teslim projemizi 2007 yılında Ürdün’e gerçekleştirdik. En son devreye aldığımız anahtar teslim projemiz ise bir Türk firması adına Cezayir’e kurduğumuz bir demir çelik fabrikası oldu. Bu fabrika, Türkiye’nin dışarıdaki en büyük yatırımı. Rusya, Avrupa ve Afrika ana pazarlarımız.
Dört kıtada 65 ülke, 170 müşteriye ulaştık. Rakiplerimiz 100 yaşında, biz daha 16 yaşındayız. Bizim sektörümüzde Türkiye’de CVS gibi mühendislik yapan taahhüt firması yok ama dünyada müthiş bir rekabet var. Piyasa daralıyor. Çelik piyasası eskisi kadar büyümüyor. Projeler, yatırımlar yavaşlıyor. Avrupa’da neredeyse hiç yatırım yok ama Afrika, Orta Doğu çok hareketli. Ticari koşullar düzeldiğinde çelik piyasasında büyüme ve yeni yatırımlar hız kazanacak.
Bizlere satış sonrası hizmetlerinizden bahseder misiniz?
Fabrikayı kurduktan sonra kendi ekipmanlarımızın zaten garanti süresi var. O sürede hizmetlerimiz sürüyor. Ayrıca fabrikayı başkası kurmuş bile olsa biz bakım hizmeti verebiliyoruz. Örneğin Suudi Arabistan’da başka firma tarafından yapılan bir fabrikanın filtreleme sistemi üzerine bir çalışma yaptık. Doğaya salınan zararlı gaz ve tozların filtrasyonu verimli çalışmıyordu, yeni bir filtreleme sistemi kurduk. Suudi Arabistan’ın şartları zordur ama şu an yaptığımız filtrasyon sisteminden gayet memnunlar.
Hammadde sorunu sektörün sorunları arasında yer alıyor. Siz bu konuya nasıl bakıyorsunuz? Sizce bu sorunun aşılması için neler yapılabilir?
Dünyada hammadde sıkıntısı devam ediyor. Kaliteli hurda kaynakları giderek tükeniyor. Bu da kalitesiz hurda tüketimine yöneltiyor fabrikaları. Haliyle enerji verimliliği de düşmeye başladı.
Yakın gelecekte hurdanın yerine başka hammadde gerekecek. Nihayetinde dünyada hammadde ihtiyacı yaşayan birçok elektrikli ark ocaklı tesis var. Biz bu noktada indirgenmiş demir cevherinin yeni hammadde kaynağı olacağını düşünüyoruz. Taşınması çok kolay bir malzeme, bilya şeklinde, her yere kolaylıkla transferi mümkün.
Üretim için tesis yatırımları pahalı ama üretim maliyetleri çok düşük. Demir çelik sektörü hurda sorununu çözerse eski şaşalı günlerine döner. Aslında Cezayir’de yapacağımız proje de indirgenmiş demir cevheriyle ilgili. Bu tür projeler ucuz enerji kaynaklarıyla mümkün. Bu nedenle İran, Cezayir gibi ülkelerde hayata geçiriliyor zaten. Cezayir’deki proje dünyanın en büyük indirgenmiş demir cevheri üretim tesisi olacak.
Biraz da Cezayir’de hayata geçireceğiniz proje hakkında bilgi alabilir miyiz?
Teknolojiyi herkes üretemiyor. Bizim de bir teknoloji partnerimiz var bu proje için. Proje başlandığında 32 ay kadar sürmesi planlanıyor. 2 milyon metrekare alanda hayata geçirilecek. Bu anlamda da çok büyük bir proje. Demir çelik sektörü dünya genelinde büyük bir sıkıntı yaşıyor. Ama zaten bu zamanlarda yapılması gereken şey; krizi fırsata çevirmektir. Biz Cezayir’deki projemizle adımızı dünyaya duyurmayı ve büyümeyi hedefliyoruz. Büyümeyle birlikte farklı sektörler de geçmeyi hedefliyoruz. Enerjideki payımızı artırmak, çimento sektöründe ve ağır sanayinin diğer kollarında da var olmak gibi hedeflerimiz de var.
Türkiye’de üretilmeyen çelik türleri var. Katma değeri daha yüksek, vasıflı çeliklerin üretilmesi gerekiyor. Sizce Türkiye çelik üretimindeki sıkıntılarını aşabilecek mi?
İleri teknoloji gereken çeliklerin üretimi için yeterli donanıma sahip fabrikalarımız henüz yok. Türkiye’de yatırımlar devam ediyor. Posco, Assan’la birlikte İzmit’te yatırım yaptı. Japonya’nın en büyük çelik üreticisi Toyo da aynı şekilde, Tosyalı ile birlikte yatırımlar yapıyor. Bunlar Türkiye’nin dışarıdan aldığı çelik oranını azaltacak. Belki zamanla da teknolojiyi de ülkemize getirip uygulayacak seviyeye geleceğiz.
Devletin demir çelik sektörünü yeterince desteklediğini düşünüyor musunuz? Sizce sektörün gelişmesi adına neler yapılabilir?
Her sanayi için geçerli bir şey var; sanayi dalları devlet ne kadar desteklerse o kadar gelişir. Devletin ekonomiye katma değer sunan nadide şirketlerini koruyup desteklemesi gerekiyor. Ar-Ge’nin desteklenmesi şart. Yeni çelik kaliteleri geliştirilebilir. Bize ait standartlar belirlenebilir. Halen Almanya’nın standartlarını kullanıyoruz. Mühendislik anlamında biraz eksiğiz, insanların kendine güveni yeni yeni geliyor. Kardemir yeni bir Ar-Ge merkezi açtı.
Karabük Üniversitesi ile birlikte yeni çelik kaliteleri geliştirecekler. Erdemir de aynı şekilde, Ar-Ge merkezini açtı. CVS olarak biz de çelik sektörü için üretilen teknolojileri Ar-Ge merkezimizde gerçekleştiriyoruz ve Türkiye’nin öncü çelik üreticileri ile el ele verip bu gücü katlamayı hedefliyoruz. Devletten beklentimiz bu tür girişimleri desteklemesi ve endüstriyi ileri götürecek iş birliklerine destek olmasıdır.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Kalıp Store. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.