Son zamanların handikaplı sektörlerinden biri haline gelen demir çelik sektörü gerek ABD’nin uyguladığı anti-damping politikaları gerekse de Çin’in uyguladığı politikalar ile adından sıkça söz ettirir hale geldi. Ülkelerden birbiri ardına gelen açıklamalar ve ABD’ye uygulanan karşı tedbirler tazeliğini…
Son zamanların handikaplı sektörlerinden biri haline gelen demir çelik sektörü gerek ABD’nin uyguladığı anti-damping politikaları gerekse de Çin’in uyguladığı politikalar ile adından sıkça söz ettirir hale geldi. Ülkelerden birbiri ardına gelen açıklamalar ve ABD’ye uygulanan karşı tedbirler tazeliğini korurken ABD’ye satılamayan çeliklerin Türk pazarına yönelmesi konusu Türk çelik sektörünü etkisi altına aldı.
ABD’nin yerli çelik sanayini korumak için bazı ülkelere getirdiği vergiler bu konunun fitilini ateşlemişti. Bunun üzerine pek çok ülke karşı önlem alarak birtakım açıklamalar yaptı fakat işler büyüdü ve dünya çelik sektöründeki dengeler alt üst oldu. Türkiye AB ile işbirliği yoluna gitmeyi denedi ve görüşmeler başlatıldı. ABD, AB ülkelerine yüzde 25 ek vergi koyduğu için Avrupa’nın Türkiye’ye karşı daha yumuşak olması gerekiyor diye düşünüyorum. Kaldı ki bu konuda sektörün önde gelen isimlerinden yapılan pek çok açıklama var. AB bize ABD’den daha fazla çelik ihracatı yapıyor bu nedenle ABD’ye karşı güç birliği yapabiliriz şeklindeki yorumlar sektörü etkisi altına almış durumda. ABD’ye karşı güç birliği oluşturmak kısa vadede sorunu çözecek gibi görünse de uzun vadede çözüm üretmek gerekiyor diye düşünüyorum. Ayrıca ABD’nin uyguladığı kota eninde sonunda bitecek ve kapımızı çalacaklar. Şimdiden taleplerin gelmeye başladığı söyleniyor. ABD’ye tekrar satışların cazip hale geldiğini söyleyebiliriz. Dileriz Türk çelik sektörü bu durumu lehine çevirebilir. Sevgiyle kalın…
